Hayatlar şehirler gibi, şehirler hayatlar gibi. Yıkılmadan inşa edilemiyor bazen hayatlar, yıkılmadan inşa edilemiyor bazı şehirler.
Aidiyet ruhunu derinliklerinde taşıyan onlarca ilden, başka diyarlardan gelip 150 yıldır bu toprakları yurt bilen Düzceli olan hemşerilerimiz önce merkezi konumlarda yerleşerek şehrin kimliğini oluşturdu.
Düzce depreminde kadar ise sadece ana arterlerde sabit şehrin yerleşim planını korudu. Düzce merkezi genişleyemedi ve büyüyemedi. Dikey yapılaşmanın ne çok yanlış olduğunu ise sadece depremdeki enkazlarla değil, enkazın altındaki canlarımızla ödedik.
Kendi kısır döngüsünde pastanesi, hastanesi, camisi, kurum ve kuruluşların sadece iki cadde, bir bulvar üzerinde olması büyütemedi şehri. Her şeyi çok yakın bir şekilde bir arada bulabileceğiniz butik bir şehir siluetini birlikte inşa ettik. Zihinlerimizde bile büyümesine izin vermedik.
İl Jandarma Komutanlığı Binası şehrin doğu girişine konumlandırıldı uzak dedik, Adliye binası taşındı uzak dedik, Polis Karakolu taşındı uzak dedik, Kültür Merkezi yapıldı uzak dedik. Tüm etkinlikleri merkezde yaptık, arka sokakta yapılsa gitmedik.
Bir şehrin insanları her şeyi elinin altında ve tek bir noktada isterse o şehir büyüyemez ve gelişemez.
Bir doğum sancısı yaşıyor bugünlerde Düzce.
Genel olarak turizm kenti olma yolundaki şehirlerde olan sancılanmalar bunlar. Durağanlıktan çıkarak böyle sancılarını var olması bile başarı, gelişimin, değişimin sancısı aslında.
Son 3 yıldır yatay yapılaşmanın artarak, yeni bağlantı yollarının açılmasıyla yeni yerleşkeler kazanan Düzce kendi yapılanmasını gerçekleştiriyor aslında
Bir Turizm Kenti Düzce kendini doğuruyor.
Çok çeşitliliğin vermiş olduğu birbirinden kıymetli avantajlarını yanına kurmay yapacak tek bir isimle yürüyecek artık bu şehir.
Düzce Tarih Kentidir.
Bir şehir düşün?
Tarihin M.Ö. 3 binli yıllara dayanan - Prussias Ad Hpyium Antik Kentini kalbinde taşırken aynı zamanda Türkiye'nin EN GENÇ İLİ ünvanını hala elinde tutuyor.
Aynı topraklar yüzyıllar sonra Selçuklu'ya, Osmanlı'ya ev sahibi oluyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucu kabinesinin 7 güvenilir adamından ikisi bu şehirde yaşıyor. (Konuralp - Akçakoca)
Bir şehir düşün?
Batı Karadenizin en büyük Amfi Tiyatrosu içinde... Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü'nün talimatlarıyla kazılar son 3.5 yıldır 10 yılda yapılan çalışmaların %70 ine ulaşılıyor. Antik kent her geçen gün yeni buluntularla M.Ö.3 Binli yıllardan geleceğe adeta haykırıyor.
Bir şehir düşün?
Denizi var, 40 dakikada açık denizlere açılan bir kapın var. (Akçakoca)
Bir şehir düşün?
Tabiat Alanı Tescilli Şelaleleri var. (Samandere)
Bir şehir düşün?
Neredeyse Türkiye'nin en uzun Şelalesini içinde barındırıyor. (Güzeldere)
Bir şehir düşün?
Şelaleler içinde küme halinde...Üstelik 5 ayrı şelale şehir merkezine 15 dakika mesafede..
Bir şehir düşün?
Türkiye'nin en uzun rafting alanına sahip (Melen Çayı)
Bir şehir düşün?
Palaosen döneminden kalma 750 m2 Mağarası var, sarkıtlar, dikitler.. Gözünüzü alamıyorsunuz, bir saniye ayıramıyorsunuz. Muhteşemliğini anlatacak kelime bulamıyorsunuz. (Sarıkaya)
Bir şehir düşün?
Gölü var içerisinde 154 ayrı kuş çeşidine ev sahipliği yapıyor. Manyas Kuş Cennetinde sonra en büyük kuş otağı (Efteni)
Bir şehir düşün?
Tüm bu güzellikler ana geçiş güzergahında, 40 bin kişinin geçtiği yol güzergahının merkezinde,
İstanbul'a 2 Ankara'ya 2 saat mesafede.
Bazen yıkmak gerekir!
Tek eksik olan inancımız, İçimizdeki bizden olmaz duvarını yıkarsak,
Etnik kimliklerin harmanı ile bir kültür ebrusu olan, coğrafyası ile adeta küçük Türkiye olan, Binlerce yıllık ama Türkiye'nin en genç ili olan Tarih Kenti Düzce keşfedilmeye hazır!