Alternatif Tıpta Şifa Güneşi Düzce Üniversitesi'nden Mi Doğuyor ?!!

6
Alternatif Tıp'ta 2016 yılında Çevre ve Sağlık alanlarında pilot üniversite ilan edilmesinden sonra Düzce Üniversitesi; bünyesinde bu alanda  'İhtisaslaşma Koordinatörlüğü' kurmuş ve çalışmalarına başlamıştır. 

Bu kadar iddialı bir başlık kullanma cüretimizi ve cesaretimizi konu ile alakalı araştırma yaparken Üniversitenin sitesinden edindiğimiz yazılı bilgilere borçluyuz.
Yine aynı sitedeki bilgilerde;  Üniversite bünyesinde Alternatif Tıp ile alakalı AR-GE araştırmaları yaptığını, tıbbi ve aromatik bitkiler ve alternatif tıbbı destekleyecek ürünlerin üretimini teşvik ettiğini, üretimine destek verdiğini, bu alanda eğitimlere katıldığını ve eğitimler verdiğini paylaşıyor. 'Alternatif Tıp'ta İlk Pilot Üniversite ' mührü ile ürettiği ürünleri  pazara sunduğunu ve hatta olması gereken pazarı oluşturan bir üniversiteden bahsediyor. 

Tek kelime ile mükemmel ve etkileyici bir anlatımdı.

'Değer Üreten Üniversite' sloganıyla yola çıkan Düzce Üniversitesi; bugün adı alternatif tıp olarak kullanılan doğadaki şifayı, akademik olarak test eden, onaylayan, modern teknolojiyi  tarihle ve deneyimlerle birleştirerek şifa eli olmasında önemli bir rol alarak, etkin bir kaynak ve akabinde kanal olmuştur.
Topraktan gelen bereketi şifaya çevirmek, markalaşmak, fark yaratmak, üreten üniversite olmak ve ürettiklerini son tüketiciye ulaştırmak ...
Pilot Üniversite olmasının amacı buydu.
Bu niyetle yola çıkılmıştı.
Eğer amacına ulaşırsa devamının geleceği ve bir çok üniversiteye yol açacağı muhakkaktı.

Kalkınmada üretim çok önemlidir. Kentin doğasına ve coğrafyasına uygunluğu itibariyle başlıbaşına bir 'Kalkınma Modeli' sayılabilirdi. Üniversitenin aldığı göreve ve rolün  katacağı katmadeğere binaen bu alanda yapılan çalışmaları  araştırdık. 
Son yıllarda dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle ihtiyaç noktası daha çok belirginleşen, geleneksel, tamamlayıcı şifaya yönelişin artması zamanlamanın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. 

- Tüm bu adımların ardında çok daha etkin bir çıkışı ve süreci hakeden bu çalışma halk arasında biliniyor mu ? 
- Ya da ne kadar biliniyor ? 
- Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GTT) Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kurulması” ve akabinde yapılan Ar-Ge analizleri, Üretim, Eğitim  ve Yayılımı, Uygulama noktasında uygulanan çalışmalar sağlık alanında SÜRDÜRÜLEBİLİR kalkınma sağladı mı?

Üniversite bu konudaki çalışmalarında etkileyici veriler kullanmıştı. Mesela  bir örneğinde 'tıbbi bitki yetiştiriciliği faaliyeti kapsamında 54, tıbbi mantar yetiştiriciliği faaliyeti kapsamında ise 9 çiftçimizle iş birliği protokolü imzalandığını,  250 dekar ekim alanında deneme üretimleri gerçekleştirildiğini' ifade etmişti. Üstelik; bilimsel çalışmalar sonucunda üretilen ürünlerin, kurumsal kimliğini ve marka değerini oluşturmak, ürün farkındalığını arttırmak, ürünleri sektör bazında ve piyasa koşullarında öne çıkarmak amacıyla; DULIFE, Melenis, ApideVera ve Herbynia adlı 4 adet marka piyasaya sürdüğünü öğrendik. 

- Peki bu bilgileri duyan bilen bilen kaç kişi var aramızda?
- Kentte kaç kişi DULIFE, Melenis, ApideVera ve Herbynia markalarını biliyor, tanıyor.
- Peki ya Türkiye'de ??!

Maalesef tanıyan bilen yok. Eğer konu ile alakanız ve merakınız yoksa maalesef bu çalışmadan bihabersiniz. Hiç bir yerde rastlamadınız, hiçbir yerde duymadınız. 
Marka üretiyorsunuz, marka olduğunuzu iddia ediyorsunuz, ama tanınırlığınız, bilinirliliğiniz yok. 

Tanıtım görünürlüğü açısından kurumsal dilde yapılan çalışmaların geneli ilgililerinden başka kimseye ve kitleye pek nadir ulaşır.

 'Ormanda bir kuş öttüğünde ve o kuşun sesini kimse duymadığında kuş ötmemiş sayılır' diyen bir algı yönetiminin olduğu dünyada, Üniversitede yapılan çalışmalarla hiç ama hiç eşleşmeyen bir sonuçla karşılaşmış olmak gerçekten üzücü oldu.

Üretilen ürünlerin ve markaların internet üzerinden satışı var ama kentteki aktarların çoğunda yok!
Satışa sunulan ve tüm Türkiye'deki satış pazarına hitap eden ürünler Düzce'de  bu işi meslek olarak yapanlar tarafından  tanınmıyor, bilinmiyor. Bilmedikleri bir ürünü de sorduğumuzda  tabiiki  anlatamıyorlar.   

Markalarımız ve Alternatif Tıp ile alakalı yapılan çalışmalar bir tek üniversitenin internet sitesi üzerinde kurumsal bir dille anlatılmış, yapılan protokolleri haber olmuş,  üreten projelerin sitenin dışında iki üç haberden öteye gidemeyen bir tanıtımı yok.

Üreten bir Üniversite olmanın 'Haber Değeri' yok mu? 

Üretilen ürünler 'üreticisi olmasını arzu ettiğimiz kitle' tarafından bilinmiyor. Haberi yok, reklamı yok, marka bilinirliği yok! 
Markalar vadeder. Markalar süreklilik vadeder, Gelecek vadeder. 'Onlarca yıl sonra, ben bu ürünü aynı kalite ile üreteceğim' teminatını verir.

Kentlisi tarafından bilinmeyen ürün 'marka' olmaya ne derece hazırdır?


Oysa Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar DEMİRCAN ÇAKAR ve Prof. Dr. İdris ŞAHİN 'in birlikte katıldığı ünlü TV sunucusu Açelya AKKOYUN'un Youtube kanalında heyecan, gurur ve inançla "Bunlar Düzce Üniversitesi'nin kendi ürettiği ürün ailesidir. Bunlar bir bölümü sadece. Bu alanda hem arı ürünleri, hem tıbbi aromatik bitkiler ile onlardan üretilen ekstratlar, yağlar, çaylar, özellikle sirkeler yer alıyor. Lisanslama özelliği ile Türkiye'de bir ilki oluşturuyoruz. Toprak analizi, fide temini, AR-GE çalışmaları, paketlenmesi üniversitemizin çatısı altında gerçekleşiyor" ifadesini kulanmıştı. En az kendisi kadar bizleri de heyecanlandıran bu sohbete
binaen söylemek isteriz ki bu ürünleri herkesten önce şehrin insanları tanımalıdır. Ve tanıtmalıdır. Bu programında iki haftada sadece 1300 kişi tarafından izlenmiş olması daha dramatikti. Altının doluluğu en yetkili kanallar tarafından ifade edilen bu çalışma eğer sadece tanıtım ve pazarlama noktasında başarılı olamıyorsa, şehrinde değerini bulmuyorsa Türkiye'ye nasıl ulaşabilir?
Bu sorumuzun cevabını bulmak için Rektörlüğümüze yazmış olduğumuz maile henüz geri dönüş alamadığımız için yorumlarımızı araştırmalarımız ve karşımıza çıkan  malesef iki üç haberi baz alarak yapmak zorunda kaldık. 

Bu proje aslında başlı başına bir istihdam sahasıdır. 

Burada her sektöre görev var, Her sektöre kazanç var. 
Paydaşlarının en az  üniversite kadar etkin ve aktif roller üstlendiği, üretime ve pazara kanalize edildiği, yumurtanın içten kırılarak üretim doğumuna dönüşebileceği süreğen bir akış sağlanabilir mi ?
Mümkün...
Birlikte mümkün. 

Eğer üretilen Markalar ve ürünler, 'Coğrafi Ürünlerimizle' birleştirilirse sadece satış ve gelir üzerinden değil şehrin tanıtımı üzerine destek sağlanır.
Kentte üretilen ve varolan ürünlerden elde edilen ürünler şifaya dönerse tarım kenti Düzce olursun. Yetkilileri tarafından alım garantisi ile çiftçi üretime teşvik edilirse, ya çeşitliliğe yönlendirilirse  tek tip üretimden kurtulur, hareketli bir üretim sürecine girilir.  
Üretim çeşitliliği arttığında ise doğal yolla nadasa bırakılmış olan toprak güçlenir, verimle karşılık bulur. 

İstihdamı artıran, ekonomiyi artıran, tarımda çeşitliliği artıran bu proje kente katmadeğer sunmaktadır. Bu yol üzerinde kim varsa bu işe el atarak güç vererek işin bilinirliğini, tanınırlığını ve süreğenliğini sağlamak noktasında noktasında görevlidir.  

Çünkü üretilen ürünler sadece üniversitenin değil kentin marka değeridir. 

Bu alanda satışı ve üretimi olan yerli esnaflarının rafında gördüğümüz, bu işi sahasından öğrenenlerin işin mutfağına daha aktif rollerle katıldığı, Hasat Şenlikleri, Üretim Şenlikleri ile taçlandırılan, vatandaşa sahiplendirilen, anlatılan, sevdirilen çalışmalar amacına daha hızlı ulaşır.

Evet;

Yüksek Öğretim Kurumu ve Cumhurbaşkanlığı tarafından 'Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması' için belirlenen 5 pilot üniversite arasından  sağlık ve çevre alanında pilot üniversite olan Düzce Üniversitesi  tüm bölge dinamiklerini harekete geçirmeyi başararak sadece ilk olan değil, örnek olan sadece bir proje gözüyle bakılmadan, döneminde yapılıp, sunulmuş sonrasında hatırlanmayan bir çalışma olmasını istemiyoruz.

 Alternatif  Tıp'ta 2016 yılında çıktığı yolda Düzce'nin Değer Üreten Üniversitesi öğrenme sürecini tamamlayarak  öğreten, yol açan iz bırakan misyonu ile vizyonu eşleşmiş alternatif tıbbın üretim üssü olabilir mi?

Olabilir, Mümkün 
Olmalı mı Evet, 
Olmaması için engel yok!

Yorum Gönder

6Yorumlar

  1. Yazıyı okudum ve süreç kafamda canlanınca PR çalışması için kağıt üstünde kalması amaçlanarak yapılmış bir çalışma gibi göründü

    YanıtlaSil
  2. Olmaması için bir neden yok elbette üniversitenin tüm çalışmalarını takip ediyorum .Altarnetif tıp gelişmelerin de başarılara imza açılacağından hiç şüphem yok . Çok güzel bir yazı ve konya değinmişsiniz kaleminize emeğinize sağlık başarılar dilerim .

    YanıtlaSil
Yorum Gönder