BİZE NE OLDU? Ne ara böyle olduk?

0

Birbirimizi anlamak için dinlemiyor, sıra bize gelsin diye bekliyoruz dinleme rolünde. 

Bekleyenleri önemsiyor, dinliyor sanıyoruz.

Söylersin de... Beklersin de... Dinlersin de.. Hepsi kolay..

Zor olan birbirimizi ANLAMAK

Anlaşıldığını hisseden ruh size aittir, ayrı bedende olsa da.

 

Biri "Al" diyor biri "Mor"

Biri "İyi" diyor biri "Kötü"

Birine evliya olan diğerine Zebani,

Birine  "Güzel" olan birine "Çirkin"

 

Buraya kadar her şey doğal her şey normal ve her şey olması gerektiği gibi..

Anormal olan kendinden farklı düşünenle düşmanlık derecesine varacak kadar kutuplaşılması…

 

NE OLDU BİZE?

Ne ara böyle olduk?

 

Hoşgörü dini olan İslam dininin muteber mensupları, Peygamberin hadisini Kur’anın ayetlerini ne ara alaşağı ettikte birbirimizle anlaşmak lüksünü aldı hayat bizden?

 

Nefret ve şiddet kadar hızlı öğretilen ve öğrenilen bir olgu yoktur.

 

Altyapısında eğitimin olmadığı adına yetişmek denilen büyümelerde bu durumun sonuç değil sürecin bir parçasıdır umudunu taşıyorum en iyimser hallerimle.

 

Eğitim önemlidir. Kafayı öğretim, bilgi ve beceriye taktığımız, meslek erbabı olmayı İNSAN olmaktan büyük hüner saydığımız müddetçe de birbirimizi anlama amaçlı dinlemeyi öğrenemeyeceğiz.

 

Eskiden büyüklerimiz geniş aile ile oturur, genç anne baba cehaletini, deneyimsizliğini anneanne, babaanne dedelerin destek eğitim ve öğretileri ile kapatır, çocuklar olarak duyarak değil görerek öğrenirdik. Zordu ama güzeldi. Bir evin çocuğu önce ailenin sonra mahallesinin temsiliyetiydi. Yanlışında köşedeki nalbur Ahmet Amca kulağını çekse ‘vardır bir bildiği’ der sormazdık. Bilirdik ki iyiliğine.

 

Ya şimdi?

 

21. Yüzyılın bize ÖZGÜRLÜK adı altında attığı en büyük kazıktır "çekirdek aile” kavramı.

 

Gençlerin otorite dediği disiplinden uzak olmak ilk başta bireyi güçlendirse de yıllar sonra yükünün altında ezilmiş, 40’lı yaşlarında 70’li yaş yorgunluğuyla hayatta debelenen, hırçın, mutsuz bencil bireylerle dolu merhametsiz toplumlar olarak sürüncememizi devam ettiriyoruz.

 

Büyükle büyümek zor. Büyükle büyümek en kolayı aslında. Yükünü bölen , derdini bölen..

Adına ÖZGÜRLÜK dediler; GENİŞ AİLE'yi bizden aldılar.

 

Değişen, GELİŞEN! ve güya Modernleşen bu kültür şekillenmesinde;

Türk toplumuna acilen format atılmalı, fabrika ayarlarına geri dönülmelidir. Aksi takdirde birbirini anlamaktan ve dinlemekten uzak nesillere teslim olmak an meselesidir.

 

Türk kültür ve ananelerimizin son 40 yıldır üst derecede dejenere olmasının tek sebebi budur.

 

Deneme-yanılma öğretiminin getirilerinin zararını en aza indirgemek için şiddeti azaltmak, anlaşılmayı ve anlamayı lüks tüketimden kaldırmak ve hepimizin elinin altında olmasını sağlamak için aile eğitimlerinin devlet tarafından desteklendiği yönetimler bir nebze de olsa hayatı kolaylaştıracaktır.

 

Öyle ya, aldığımız bir arabayı en basitinden bir hurda yığınını bile tamir için;

Önce çıraklık , sonra kalfalık, sonra ustalık belgesinin sahip olduğu kendine güvendiğimiz birine teslim ederken,

En basit bir işe girerken aylarca yeterlilik belgesi için ter dökerken,

bir insan yetiştirmek için eğitimin önemi nedir?

 

Yaptığınız işi alabilmek için ömrünüzün kaç yılını harcadınız bir düşünün?

 

Bir İNSAN yetiştiriyoruz,

Toplumun yapı taşı İNSAN’I.

 

En genç, en bilmediğimiz, en bilmediğimizi kabul etmediğimiz dik kafalı, en her şeyi ben bilirim yaşımızda doğuruyor, birlikte büyüyor birlikte büyütemiyoruz.  Geniş ailede değiliz ki doğruyu tecrübeyle kolaylıkla öğrenelim. Kendimiz bilmiyoruz ve kimseyi de dinlemiyoruz.

 

Sonra büyümüş ama yetiştirilmemiş çocuklarla hayata devam ediyoruz.

       

Peki, çözüm nedir? Ne yapmalı?

 

Devletimiz tarafından ortaya çıkan tüm bu sorunları gidermek adına başlatılan "Aile Eğitim Programları" evlilik öncesi süreçte çiftlerin birbirlerini iyi tanıması, evlilikle ilgili gerçekçi beklentiler oluşturabilmeleri, etkili iletişim kurma yollarını ve olası sorunlarla nasıl baş edeceklerini bilmeleri, evliliğe “iyi bir başlangıç yapabilme” fırsatı verecektir.

 

Pilot bölge başlangıcında değil tüm yurtta;

 

Nasıl ki vaktiyle OKUMA SEFERBERLİĞİ ilan edilip öğretim zorunlu olarak herkese ulaştırıldıysa,

 

EVLİLİK ÖNCESI AİLE EĞİTİMLERİ yasal olarakYAPTIRIM haline getirilmeli, KANUNLAŞTIRILMALI, YAYGINLAŞTIRILMALI, mecburi katılım zorunluluğu olan kurslar düzenlenmeli ve yeterlilik belgeleri ile taçlandırılmalıdır.

 

Nasıl EŞ olunur? Nasıl ANNE/BABA olunur? Nasıl INSAN olunur? Nasıl İNSAN yetiştirilir?

 

sorularının cevabını GENİŞ AİLE 'den değil de bir kurstan öğreniyor olmak TÜRK toplumunun en büyük ayıbıdır.

 

Dinlemek yeterli değil anlamayı bilen nesillerle ahlakta çağ atlanır.

 

Unutulmamalıdır ki; Cehaletin bedeli eğitimden ağırdır.

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)